17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nde Yalova'da Müteahhitler Metin Koçal Ve Sefa Tüzünataç'ın inşa ettikleri MESA SİTESİ'nde 105 kişi hayatını kaybetmişti. Müteahhit Metin Koçal, Yalova Mimarlar Odası Başkanıydı.
Depremden 5 yıl önce yapılan MESA SİTESİ'nin müteahhitleri Metin Koçal ve Sefa Tüzünataç, Mimari Proje Sorumlusu: Metin Koçal (mimar), Statik Proje Sorumlusu: Koçal Mim. Müh. Metin Koçal, Teknik Uygulama Sorumlusu:
Metin Koçal idi. Sitenin yeni kısmı depremden 2 yıl önce yapılmıştı.
Gazetelerde bazıları Müteahhit ve Yalova Mimarlar Odası Başkanı Metin Koçal'ın yaptığı MESA SİTESİ'ndeki ölü sayısını 25, bazıları da 30 olarak göstermişlerdi. Enkaz acele kaldırılıp denize döküldükten 1 gün sonra 24 Ağustos 1999 tarihinde hazırlanan Cumhuriyet Savcılığı Raporu da gerçeği yansıtmamaktadır. Bu raporda: "25 kişinin öldüğü söylenmekte, bunlardan 4 ünün kimliği kesinleşmiştir." denilmektedir. Cumhuriyet Savcılığı Raporu eksiklikler ve yanlışlıklarla doludur. 999/36 Esas no. lu dosya ile Yalova Ceza Mahkemesi'nde görülen dava, uzun zaman sonra Yalova Ağır Ceza Mahkemesi'ne alındı.
Koçal'lar oldukça geniş, güçlü ve Yalova'ya egemen bir ailedir. Siyasal nüfuzları fazladır. Anavatan Partisinden Yalova Milletvekili, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan ile yakın akrabadırlar. Müteahhit Metin Koçal'ın amcaoğlu Yakup Bilgin Koçal, 1999 seçimi'nde beri halen Yalova Belediye Başkanıdır. Bundan iki dönem önce başka bir Koçal, Cengiz Koçal, Yalova Belediye Başkanı idi. Yani her dönem Yalova'nın Yönetiminde ve siyasette söz sahibi olmuşlardı. Bu nedenle Müteahhit-Mimar Metin Koçal Ve Ortağı Safa Tüzünataç depremden hemen sonraki günlerde gerçek ölü sayısını gazetelerden, televizyonlardan ve kamuoyundan gizlemeyi başarmışlardı. Kurnazca gözlerden kaçırabilmişlerdi. Gazeteler üzerinde fazla durmamışlardı.
Veli Göçer, 17 Ağustos Depremi'nin bir sembolü haline getirilmiş, günah keçisi yapılmıştı. Halbuki ölüm oranı onunkinden çok fazla, daha tehlikeli çok müteahhit vardı. Bunlardan birisi de o zaman Yalova Mimarlar Odası Başkanı olan Metin Koçal'dı. İnşa ettiği 84 daireli Yalova Mesa Sitesi'nde 105 kişi haytını kaybetmişti. Yaptığı diğer apartmanlarda ise 50 den fazla insan ölmüştü. Toplam 200 e yakın insanın ölümüne neden olmuştu. Yaptığı binalar başta MESA SİTELERİ olmak üzere çürük ve hileli idi. Rezil bir şekilde yıkılmışlardı. Üstelik eksik malzeme ile yapılmış bu çürük evleri lüks konutlar olarak pazarlamıştı. Veli Göçer ise ucuza malettiği konutları ucuza satmıştı. Veli Göçer, inşa ettiği ve pazarladığı 500 den fazla dairede 166 kişinin ölümüne sebep olmuştu. Mimar-Müteahhit Metin Koçal ise 100 dairede 200 e yakın insanın ölümüne sebep olmuştu. Demek ki Veli Göçer gibi 500 konut yapıp satsaydı, 1000 insanın ölümüne sebep olacaktı. Zira, konut başına düşen ölü sayısı yaklaşık 2 dir. Veli Göçer'in sattığı her3 konuta 1 ölü düşmektedir. Ölüm oranı Veli Göçer'den çok fazladır.
Yalova'nın içinde depremde yıkılan binaların ve ölümlerin büyük kısmı, eskiden sazlık, bataklık olan ve elma bahçeleri ile dolu olan HACIMEHMET OVASI'nda meydana gelmişti. MESA SİTESİ'nin de üzerinde bulunduğu HACIMEHMET OVASI'nı imara açan, çok katlı bina yapımına izin veren eski belediye başkanı (SHP/CHP li) Cengiz Koçal, müteahhit Metin Koçal'ın ve şimdiki Başkanı Yakup Bilgin Koçal'ın amcasıdır. Eski Yalova Mimarlar Odası Başkanı Müteahhit Metin Koçal ile şimdiki Anap lı Belediye Başkanı Yakup Bilgin Koçal amca oğludurlar. Belediye Başkanı Yakup Bilgin Koçal, özellikle amca oğlu Metin Koçal'ın ve kendisinin yaptığı binaların enkazlarını delil ve örnek bırakmamak için hızla denize döktürmüştü. Depremden hemen sonra enkaz altındaki canlı kalan insanları kurtarma çalışmalarına katılamayan Yalova Belediyesi, enkazları çok acele biçimde kaldırıp denize dökmekte başarılı olmuştu. Gerçekten de MESA SİTESİ'ndeki enkazları 5 gün içerisinde denize dökülmüş, yeri düzlenmişti. Enkazların arasındaki kol, bacak parçaları çıkmıştı. Böylece deniz doldurularak toprak kazanılmış, üzerinde deprem anıtı yapılmış, adı "Yaşar Okuyan Parkı" konulmak istenmişti. Halk şiddetle tepki gösterince bundan vazgeçilmişti. Enkazların denize dökülmesine çevreciler engel olmak istemişler, fakar durduramamışlardı.
Yalova Mimarlar Odası Eski Başkanı Müteahhit Metin Koçal hakkındaki dava 999/1036 Esas No.lu dosya ile Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülüyordu. Sonra yargıtayın görevsizlik kararı nedeniyle Yalova Ağır Ceza Mahkemesi'ne verildi. Ağır Ceza Mahkemesinde bundan sonraki duruşma 17 Ekim 2002 tarihinde saat 09.30 dadır. Mahkeme üzerinde müteahhitlerin akrabaları, siyasal çevreleri tarafından ağır baskılar yapılmaktadır.
Müteahhit tarafının parası, imkanı ve nüfuzu çok fazla. Çok sayıda avukatları vardır. MESA SİTESİ faciasından kurtulan az sayıda insan davayı başta izliyorlardı. Bunlara adliye koridorunda ve dışarda baskı yapılıyor, sataşılıyordu. 1999 Yılı Aralık ayında bir duruşmadan sonra müteahhitlerin akrabaları, adamları, az sayıda depremzedeye vicdansızca, alçakça saldırarak tartakladılar. Bazı depremzedeler dışarda işlerine, işyerlerine zarar vermekle tehdit edildiler.
Bazı depremzede avukatları tazminattan yüzde olarak pay alma karşılığında anlaşma yapmışlardı. Depremzedelerin avukat parası yoktu. Sonradan bu avukatlar ikili çalışarak müteahhitlerin lehinde çalışmaya başladılar. Çünkü tazminat davalarından bir şey çıkmayacağını biliyorlardı. Yalova bu sülalenin elinde olduğundan güvenilecek avukat da yoktur. Bazı MESA Depremzedeleri bu sebeple çevre iller barolarından avukat tuttular.
Deprem esnasında evde olmadıkları için veya evde tesadüfen kurtulan az sayıdaki MESA Depremzedesi, baskılardan, tehditlerden yılarak ya da "Mahkemeden bir şey çıkmaz, müteahhitler ceza almaz." diyerek duruşmalara dahi gitmemektedir. Müteahhitler ise her duruşmaya nüfuzlu akrabaları, çok sayıda avukatları ile kalabalık şekilde gelmektedirler. Depremzedelerin avukatlık ücreti ödemeden tazminat davasından pay alma karşılığında tuttukları avukatların bir kısmı artık mahkemeye gelmiyor, bir kısmı da ikili çalışarak meslek ahlakına aykırı biçimde, çıkar karşılığında müteahhitlerin lehinde çalışmaktadırlar. Yılarak mahkemeye gelmeyen depremzedelerin bunlardan haberi yoktur. Avukatlarımız, davamızı takip etmekte deyip güvenmektedirler. Mahkeme üzerinde agır baskılar, bilirkişi raporlarında ise çeşitli oyunlar vardır. Diğer depremzedelerin, halkın, yurtsever ve dürüst avukatların ilgi, destek ve yardımlarını bekliyoruz.
İlk duruşmalarda müteahhitler ve avukatları mahkemede müdahil depremzedelere: "MESA SİTESİ'nde oturmak bir ayrıcalıktır. Orada oturmak sizin tercihinizdir. Oturmasaydınız." diyorlardı. Utanmadan, acımazsızca... Üç yakınını kaybeden bir depremzedenin dediği gibi bu, "Ölüm ayrıcalığı." idi. Lüks konutlar gibi gösterilen, pazarlanan bu koca binalar yerle bir olarak 105 kişiye mezar olmuştu.
MAHKEME HAKKINDA BİLGİLER:
e-mail: mesa_depremzede@hotmail.com
Gelen e-mail lerden bazıları:
Sizi kutluyorum. Aradan uzun bir zaman geçmesine rağmen iyi bir sayfa hazırlamışsınız. O günlerin dehşetini anımsadık. (isimsiz)
Depremi ve sonraki rezaletleri iyi ortaya koymuşsunuz. (Yalova'dan Tamer)
İnternetteki sitenizi bugün gördüm ve sizi tebrik etmek için bu mail'i yazıyorum. bende mesazede bir vatandaşım. depremde ailemden iki kişiyi kaybettim. ama mahkemelerde herhangi bir sonuç çıkmadı. sizi bütün kalbimle kutluyor ve başarılı olmanızı diliyorum. inşallan yargıda benimle aynı fikirde olur ve koçallar ve tüzünataç cezasını bulur (pek ümitli olmasamda) (ZUHAL)
Depremi iyi anlatmışsınız. MESA SİTELERİ'ni o tarihlerde televizyonda KANAL D'de görmüştüm. Çok sayıda insanın öldüğü söyleniyordu. Binalar darmadağın olmuşlardı. (Adapazarı- S. Zİyaoğlu)
Binaların yapımında deniz kumu
kullanılmıştı. Alınan örneklerden midye, istiridye kabukları çıkıyordu. Yeteri
kadar çimento, demir kullanılmamıştı. Çimento sulanmadığı için yanmış; özelliğini
niteliğini kaybetmişti. Hatalı, çürük, eksik malzeme ile yapılmış bu konutlar
lüks daireler olarak pazarlanmış, satılmıştı. Dışları ve içleri süslenerek,
aynalar konularak çekici hale getirilmişti.
Güzel gösteriliyordu. Halbuki çok çürük yapılmıştı. Yakınındaki binalar yıkılmayıp
ayakta dururken MESA BLOKLARI yerle bir olup
dağılmıştı.
30 Metre yaknıındaki Uyap Sitesi Apartmanları, dimdik ayakta kaldıklarından sonradan yıkılmalarına dahi ilgili makamlarca karar verilmemişti. Yalova Mimarlar Odası Başkanı Müteahhit Metin Koçal'ın yaptığı diğer apartmanlarda da 50 den fazla insan ölmüştü.
Yalova'da depremde yıkılan binaların yerine bina yapılmayıp çim ekilip yeşil alan olarak bırakılırken MESA SİTESİ'nin yerine depremden hemen sonra çok çabuk şekilde sosyal Sigortalar Kurumuna ait prefabrik bir hastane yapılmıştı. Müteahhidin yakın akrabası Bakan Yaşar Okuyan ve amcaoğlu Belediye Başkanı Yakup Koçal, rezil bir şekilde yıkılan MESA Bİnaları'nın yerini unutturmak, iz bırakmamak, insanlarda anıların canlanmaması için yaptırmışlarıdı. Yaşar Okuyan'ın Bakanlığı'na bağlı bu Hastanenin yapılmasına
(onca iş ve deprem sorunu varken) hiç gerek yoktu. Esas SSK hastanesi Çiftlikköy yolunda inşa edilmekteydi. Ayrıca SSK ya ait bir dispanser de vardı. Amaç eskinin görkemli, fakat rezil bir şekilde yıkılan MESA SİTESİ'nden iz ve anı bırakmamaktı.